Camp Nou |
Neslin için sadece bir staddan ibaret olan Camp Nou, Çağatay için bir hayli heyecan verici bir müze niteliğinde :)
La FCB Botiga |
Sonrasında Çağatay stad turuna biletini alıyor
ve koşar adımlarla tura başlıyor.
"Kapıdan girer girmez stadın içinde yer alan
kupalarla dolu müze bölümünde buluyorsunuz kendinizi ancak şaşırmayın aslında
burası başlangıç değil, turun bitiş noktası. Hemen kapıda bulunan kulaklık
sistemine 50€ verip bir tane kiralamanızı öneririm. Her odayı detaylı bir
şekilde hikayeleriyle dinlemeniz için ihtiyacınız olacak. Çıkışta kulaklığı
iade ettiğinizde depozito bedelinizi de geri alıyorsunuz. Eğer bu kulaklıklarla
turunuzu sürdürmek istiyorsanız yanınızda 50€ bulundurmanızda fayda var.
Kulaklıklarımı takıp hemen tura başladım.
Sırasıyla önce tribünlerden stadın ihtişamına bakıp büyüleniyorsunuz. Gerçekten
devasa ve muhteşem atmosfere sahip bu stadın tribünlerinde olmak bile insanı
büyülüyor. Sonrasında hemen alt katlara iniyorum. Duvarlarda futbolcu
fotoğraflarıyla süslü, muhteşem bir ambiansa sahip koridorlardan geçerek soyunma odalarına ve maç sonrası röportaj verilen basın bölümünü gezerken
Şampiyonlar Ligi kupasıyla da özel fotoğraf çektirebilirsiniz. Burada sizin
fotoğraf çekmeniz yasak, sadece kulübün belirlediği özel fotoğrafçılar
çekebiliyor ve siz de çıkışta satın alıyorsunuz. Kupaya dokunmanın tabi ki bir
bedeli var :)
Devamında ise stada futbolcuların çıkış
yaptığı koridora geliyorsunuz. Messi’nin, Xavi’nin, Iniesta’nın çıktığı bu
merdivenlerden sahaya çıkarken heyecanlanmamak mümkün değil. Koridorun tam sağ
tarafında kulüp tarafından sahaya çıkmadan önce dua etmek isteyen futbolcular
için de bir Şapel yapılmış. İçerisi de gerçekten görülmeye değer.
Yine koridorun sağ ve sol tarafında bütün takımın fotoğrafları var. Sahaya adım attığınızda ise gerçekten büyüleniyorsunuz. Burada futbol oynamak onbinlerce kişinin tezahüratlarını hayal etmek bile sizi büyülüyor. Stad ve atmosfer tek kelimeyle muhteşem. Sahadaki taze çim kokusunu da içime çekip, atmosferi damarlarımda iyice hissettikten sonra tekrar içeri giriyorum. Buradan asansörle stadın en üst katlarına doğru çıkıyorsunuz ve TV-Radyo yayınlarının yapıldığı bölüme çıkabiliyorsunuz. Sahayı en tepeden en güzel ayrıntısına kadar inceleyip, mikrofonların başına oturup kısa süreliğine de olsa bir maç spikeri olabilirsiniz. Turun son bölümünde tekrar müzeye dönüyorsunuz ve geçmişten bugüne kadar Barcelona’nın kazandığı 4 şampiyonlar ligi, 4 UEFA ve 4 Süper kupanın yanında yüzlerce farklı kupayı da görebilir, kulübün gelmiş geçmiş tüm kadrolarını ve efsane olmuş birçok oyuncusunun forma, eldiven, krampon gibi özel eşyalarını görebilirsiniz. Her ne kadar Brezilya’daki Futbol Müzesi’ni gördükten sonra burası bana çok farklı ve değişik gelmese de bir futbol tutkunuysanız gerçekten bu müzeyi görmeniz şart."
Yine koridorun sağ ve sol tarafında bütün takımın fotoğrafları var. Sahaya adım attığınızda ise gerçekten büyüleniyorsunuz. Burada futbol oynamak onbinlerce kişinin tezahüratlarını hayal etmek bile sizi büyülüyor. Stad ve atmosfer tek kelimeyle muhteşem. Sahadaki taze çim kokusunu da içime çekip, atmosferi damarlarımda iyice hissettikten sonra tekrar içeri giriyorum. Buradan asansörle stadın en üst katlarına doğru çıkıyorsunuz ve TV-Radyo yayınlarının yapıldığı bölüme çıkabiliyorsunuz. Sahayı en tepeden en güzel ayrıntısına kadar inceleyip, mikrofonların başına oturup kısa süreliğine de olsa bir maç spikeri olabilirsiniz. Turun son bölümünde tekrar müzeye dönüyorsunuz ve geçmişten bugüne kadar Barcelona’nın kazandığı 4 şampiyonlar ligi, 4 UEFA ve 4 Süper kupanın yanında yüzlerce farklı kupayı da görebilir, kulübün gelmiş geçmiş tüm kadrolarını ve efsane olmuş birçok oyuncusunun forma, eldiven, krampon gibi özel eşyalarını görebilirsiniz. Her ne kadar Brezilya’daki Futbol Müzesi’ni gördükten sonra burası bana çok farklı ve değişik gelmese de bir futbol tutkunuysanız gerçekten bu müzeyi görmeniz şart."
Çağatay’ın turu bittikten sonra stada son kez bakıp ayrılıyoruz, karnımızdan gelen sese kulak veriyor ve Avinguda Paralel yakınlarındaki Casa de Tapas Canota’da soluğu alıyoruz :)
Burası eğlenceli bir dizayna sahip, masa
üzerine konan servislerden, tabaklara kadar kendi görselleri kullanılarak
dekore edilmiş bir mekan. Peki neler mi yedik? :)
Sol baştan: Patates Kroketleri, Kremalı Kıymalı Krep, Patatas Bravas, Soslu Tavuk Kanatları, Katalan Sosisi |
Burada da 1 euro’luk “Cana” biradan
içebiliyorsunuz, Estrella bira veriyorlar, içimi güzel bir bira...
Montjuic Teleferiği |
Montjuic Kalesi |
Hava şiddetli rüzgarlıysa teleferiğin çalışması tehlikeye giriyor, fakat rüzgar az da olsa bunu yukarı çıktıkça bir hayli hissediyorsunuz. Ama yükseldikçe bakış açınız daha da değişiyor ve tüm Barselona ayaklarınızın altında kalıyor. Bir yanda La Sagrada Famiglia, diger yanda La Polla, diğer tarafınızda muhteşem mavi deniz ve Barselona limanı... Bu teleferiğe aldığınız paket metro biletleriyle binemiyorsunuz. Kişibaşı 7 euro gibi ücret vermeniz gerekiyor.
|
Montjuic Kalesi'nden Barselona Limanı panoraması |
La Rambla del Mar |
4 gündür buradayız ve açıkçası Barselona’nın LaRambla’sını bir uçtan bir uca gezme şansımız olmamıştı, başlıyoruz yürümeye. Biraz hediyeliklere bakıyoruz ve son saatlerimizin keyfini La Rambla’da
yürüyerek çıkarıyoruz.
O kadar yorulduk ki, sabah da çok erken kalkıp
uçağa gideceğiz ama gezimizin sonuna geldiğimiz için de biraz
üzgünüz...
Bu harika gezimizi zevkle okuduğunuzu ümit
ediyor, bir gün sizin de buraları gezerken bizim tavsiyelerimizden
yararlanacağınızı düşüyoruz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder