Salı, Temmuz 31, 2012

Çeşme - 4. Gün


4. günün sabahında Aya Yorgi Koyu'na geri dönüyoruz, istikamet Paparazzi. Buranın en eski Beach Club'ı olan Paparazzi, geleneği bozmayıp rezervasyonla çalışıyor. Giriş ücreti yok ancak içeride kişi başı 40 TL harcamanızı istiyorlar. Hatta otopark ücreti için aldıkları 30 TL’nin büyük bir kısmını da hesabınızdan düşüyorlar. Yemekler gerçekten güzel ve çeşitli, özellikle kabak ve cevizli ezmeyi denemenizi tavsiye ederiz. Fesleğenli hellimli pizzası da gerçekten lezzetli ve hamuru incecik. 

Paparazzi Beach Club
Deniz her zamanki gibi güzel ama burası özellikle çocuklu aileler tarafından tercih edildiğinden bir süre sonra denize girmek pek de iç açıcı olamayabiliyor. Gündüz ortam da genelde gençlerden değil, ailelerden oluşuyor. Aya Yorgi Koyu'nda biraz daha sessiz, sakin ve nispeten daha az para harcayacağınız bir gün geçirmek isterseniz tercihiniz burası olabilir.
Güneşin altında geçirilen bir diğer tatil gününde tabi ki ilk düşüncemiz "Bu akşam nerede yesek?" :) Çeşme'ye gidilir de Ilıca'daki Dost Pide'ye uğramadan olmaz. Doğrusu pideler nefis ve gerçekten hafif. Karışık Peynirli pidenin üzerine yumurta kırdırmanız tavsiye edilir :)

Nar Bar'da meşhur Armut
Dün geceyi telafi etmek için Alaçatı'ya gidiyor ve kendimizi NarBar'da buluyoruz. Burası da tahmin edebileceğiniz gibi yine bir taş evin avlusunda. Yer bulmanız belli saatten sonra çok zor olabiliyor. Genelde gençlerin takıldığı bir mekan. Atmosfer gerçekten güzel ve müzikler bütün gece dinlenebilecek kadar iyi. Kesinlikle sıkılmıyorsunuz. Buraya gelirseniz mekanın dört bir yana nam salmış içkisi olan Armut içmeden dönmeyin. Gerçekten çok farklı ve lezzetli ancak 1 bardağının 30 TL olduğunu da belirtmeden edemeyeceğiz.
Nar Bar
Nar Bar’dan çıkıp karşı sokağa giriyoruz. Mum Otel'in avlusunda bulunan Cafe Mum'a gidiyoruz bu sefer. Cafe Mum’um atmosferi gerçekten harika. İçerisi ufak lambalarla aydınlatılmış, loş ve dekorasyonu çok başarılı açık bir bar. Buraya gelmemizin sebebi meşhur Mum Shot. Hemen birer tane istiyoruz. Gerçekten son zamanlarda içtiğimiz en güzel ve farklı shot. Farklı olduğunu içerken de farkına varıyorsunuz. 
Cafe Mum
Önce bardağın üstünü bir peçeteyle kapatıp avcumuzla sıkıca tutuyoruz, sonra masaya vurup peçeteyi kaldırıp içiyoruz. 2. ve son yudumunuzda dipte kalan irish cream'in damağınızda bıraktığı tat aynı saniye "ben bir tane daha alayım" dedirtiyor :) Barmen ve çalışanlar gerçekten  çok ilgili ve sempatik. Barmen ise bize kendi yaptığı taze meyve kokteyllerinden de ikram etti, tatlı sevenler için kavunluyu, ekşi sevenler için erikliyi tavsiye ediyoruz. Her ikisi de çok güzeldi. Aynı zamanda oturur oturmaz Cafe Mum tarafından leziz yeşil zeytin ve taze fıstıklar da masanıza geliyor. Gerçekten hem hizmet hem de lezzet Cafe Mum’da muhteşem. 
Cafe Mum'da Esma & Ethem ile :)
 Yedik, içtik, gezdik, yorulduk. Yarın yeni bir günde görüşürüz…



Pazartesi, Temmuz 30, 2012

Çeşme - 3. Gün

Daha önce gideniniz var mı bilmiyoruz ama Alaçatı Surf Merkezleri'nin bir ilerisinde Mehmet Koyu vardır... 
Mehmet Koyu
Kum Beach Alaçatı
Bugüne kadar halk plajı olarak hizmet veren bu muhteşem yer 28 Temmuz itibariyle Kum Beach adı altında bir işletmeye dönüştü. Biz de tatilimizin 3. gününü burada geçirmeye karar verdik. İşletme olarak biraz isteyen gelir-istemeyen gelmez mantığıyla çalışıyorlar maalesef. Birçok mekanın aksine hafta içi bile kişi başı 30TL gibi bir giriş parası alıp karşılığında hiçbir ikramda bulunmuyorlar. Aynı şekilde menü çok dar ve fiyatları Aya Yorgi'ye göre yüksek. Herşeye rağmen mekan çok güzel ve sakin. 
Bu tavsiye tanıdık gelebilir ama burda bir de Peroni bulmuşken midye dolma yemeden edemedik :)

Deniz de o kadar berrak ve güzel ki bütün gün suyun içinde kalabilirsiniz. Tabi suyun çok soğuk olduğunu da belirtmekte fayda var. Deniz kenarında localar da bulunuyor. Mekandaki özel olarak tasarlanmış hem şezlong hem de koltuk olarak kullanılabilen minderleri ve sehpa olarak kullanılan kasaları da pek sevdik. İnce ayrıntılar ve ilginç tasarımlarla dekore edilmiş güzel bir mekan.

Kum Beach'te Esma ve Ethem'le :)

Tuzu Biberi terasından Çeşme Marina
Akşam yemeği için seçimimiz Çeşme Marina'daki Tuzu Biberi Crete oldu. Neslin daha önce buraya gidip leziz yemeklere aşık olduğundan Çeşme'de tatil yapan arkadaşımızla birlikte akşamımızı burası için ayırdık. Burada şiddetle tavsiye edilmesi gereken kesinlikle Balık Spesiyal. Balık sevmem, balık yemem diyenlerın bile favorisi olacağına eminiz. Neslin de onlardan birisi... 

Yemeğin sosu ve lezzeti bir şahane. Masaya gelen kalamar tava 
ile parmaklarımızı da yedik, ortaya gelen mezeler de bir ayrı lezzetliydi. Genelde ara sıcak olarak sipariş edilen Karides Güveç'i de bir o kadar güzel yapıyorlar ki ana yemek olarak tek başınıza yemek gerçekten güzel bir tercih olacaktır. Hizmet ise gerçekten 10 numara. Gerçekten bu kadar güzel ve lezzetli yemek sunan bir yerde bu kadar hızlı servis bizi çok mutlu etti. Eğer buraya gelecekseniz terasta oturup manzaraya karşı şarabınızı yudumlamanızı tavsiye ediyoruz. Fiyatlara gelecek olursak bu lezzette ve kalitede bir restoran için gayet uygun. Alaçatı fiyatlarının altında. Not: Terasta oturmak için Çeşme'de rüzgarlı olmayan bir akşamı tercih etmeniz önerilir :)

Çeşme Marina'da dilek ağacı
Tatlı için hiç yer kalmadığından Marina'da biraz yürüyüş yapalım dedik ve sokakta müzik yapan harika bir yabancı gruba rastladık ve uzun bir süre onları dinledik, hatta CDlerini de satıyorlardı bir tane de biz aldık :) Grubun ismi Billie Not On Holiday. Açıkçası Zaz'ı andıran bir tarzları var.. Bize öyle geliyor ki bir gün onlar da meşhur olabilirler :)
Billie Not On Holiday Çeşme Marina'da canlı performans sergiliyor
Tarihi Rumeli Pastanesi
Ve Çeşme Çarşı'dayız.. Çarşı'nın bitimine yakın yılların eskitemediği Rumeli Pastanesi bizi bekliyor.. Çeşme'ye gelip de Sakız Tatlısı yemeden olmaz... Üstüne bir de karadutlu dondurma koydunuz mu yemeyip de yanında yatın :) Bu pastanenin dondurmaları dillere destandır. Ayrıca başta Sakız Reçeli olmak üzere ev yapımı reçelleri de pek ünlüdür. Neslin'in Çeşme'deki favori dondurmacısı Rumeli Pastanesi olsa da Çağatay'ınki İmren :) 
Rumeli Pastanesi'nden Sakız Tatlısı üstü karadutlu dondurma
Gecenin devamında yine Alaçatı'da önce Tektekçi'de birkaç shot atıp, yol üstündeki güzel bir barda devam edebilirsiniz. Sonrasında ise Aya Yorgi Koyu tercihiniz olabilir:) 

Pazar, Temmuz 29, 2012

Çeşme - 2. Gün


Ve Sabah 09:30’da KafePi Beach Club’ın kapısında beliren biz en güzel yeri kapmayı başardık. Bu kadar erken gelince tabi ki içeri ilk giren de biz olduk. 

Kafe Pi Beach Club 09:30 am

Aya Yorgi Koyu’nda rezervasyon almayan mekanlardan biri de KafePi. Mekan oldukça büyük ve ister deniz kenarındaki rahat sezlonglarda oturuyor, ister çimlerde arkadaşlarınızla birlikte minderlerde yayılabliyorsunuz. Hatta güzel de bir DJ kabini ve kocaman bir barı da var ve orada yemek yiyebiliyor ve akşam 17:00de başlayan happy hour’da içkinizi yudumlayarak günü uğurlayabiliyorsunuz. 

Jack Sparrow shot
Durum böyle olunca, talep yoğunluğunu da hesaba katıp havlunuzu erkenden bir şezlongun üzerine atmak kaçınılmaz oluyor. Kafe Pi'de servis geçen senelere göre çok daha iyiydi. Yemekler ise standard KafePi kalitesinde yani dar bir menü ve ortalama lezzette yemekler. Bizim tavsiyemiz hemen yan taraftaki Meşhur Midyeci Pamuk’tan bir porsiyon midye dolmayı soğuk biranız eşliğinde afiyetle yemeniz. Akşam Happy Hour başladığında ise müzik seviyesi artıyor ve orta barda eğlence başlıyor. Etrafta ellerinde shot bardakları ve kocaman kokteyl şişeleriyle dolaşan arkadaşları sık sık yanınıza çağırarak farklı kokteylleri uygun fiyata tadabilirsiniz. Beğenirseniz şişenin tamamını da alma şansınız var tabi :) 

Happy Hour @ Kafe Pi
Fiyatlara gelecek olursak giriş ücreti kişi başı 30 TL ve karşılığında 1 şişe bira,1 frozen yada herhangi bir şişe alkolsüz meşrubat alabiliyorsunuz. Bizim tavsiyemiz frozenlar. Mekanda biz gündüz herhangi bir otopark ücreti ödemedik. Bu durumda otopark ücretsiz desek yalan olmaz.

Güzel bir günün ardından otele uğradıktan sonra Çeşme’nin meşhur kumrusunu yemek için Ilıca’daki Kumrucu Şevki’ye gidelim dedik. Burada kumruyu cam şişedeki nefis Eker ayranıyla sunuyorlar. Bir de yanına salatalık ve biber turşusu getiriyorlar. Hakikaten leziz ve “hergün olsa yerim hayır demem” dedirten bir lezzet tadıyorsunuz. 

Peki ya yemekten sonra tatlı yemeden olur mu? Alaçatı'daki meşhur dondurmacılardan bize göre en iyisi İmren Han Cafe. Burada dondurmanızı yanında sakızlı muhallebi yada helvayla birlikte yiyebilirsiniz. Dondurma çeşitlerinden Şirinler'i denemeden İmren'in kapısından adımınızı dışarı atmayın. Hem rengi hem de lezzetiyle çok farklı ve başarılı. Tatlılarımızı yedikten sonra yüzümüzde oluşan tebessümle geceye kaldığımız yerden devam ettik.
İmren'de Kazandibi üstü Şirinler
Bu seferki durağımız Vida Piedra oldu. İsmi gibi fiyatlarıyla da İstanbul Asmalı Mescit'teki Vida Teras'ı aratmıyor. Buranın tek farkı yine bir Alaçatı klasiği bir taşevin avlusunda bulunması. Loş, ağaçların içinde, soft rock müzik eşliğinde biranızı yudumlayabileceğiniz ve arkadaşlarınızla geç saatlere kadar sohbet edip vakit geçirebileceğiniz güzel bir mekan. Gecenin ilerleyen saatlerinde daha kalabalık ve eğlenceli bir yer haline geliyor. 


Cumartesi, Temmuz 28, 2012

Çeşme - 1. Gün



"Annemin İzmir’li olmasından dolayı kendimi bildim bileli her sene İzmir’e yaptığımız akraba ziyaretlerinin vazgeçilmezi olan Çeşme, son birkaç senedir birçok kişinin göz bebeği oldu... Muhteşem denizi, harika restoranları ve doğal yapısıyla Alaçatı, Ilıca, Çiftlikköy gibi bir çok ayrı koya sahip olan bu harika yer  her geçen gün kendine yeni birşeyler katıyor ve daha çok ilgi çekiyor..."
Neslin

Biz de1 haftalık yaz tatilimiz için nereye gidelim sorusunun cevabını Çeşme’de bulduk...

Dolu dolu geçen, pek çok dostumuzla güzel vakit geçirdiğimiz, tıka basa yemek yiyip, birbirinden güzel kokteylleri tattığımız bu tatilin ilk gününü sizinle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz :)

Myga Surf City
Tatilin açılışını Alaçatı’da yaptık ve soluğu Myga Surf City’de aldık... Biz windsurf yapmıyoruz ama burası sadece surf yapanların değil aynı zamanda windsurf yapanları izleyerek harika bir köy kahvaltısının tadını çıkarmak isteyenlerin de uğrak yeri... Bu surf okulunun içinde bulunan Surf Garden Cafe  salatadan makarnaya, ana yemeklerden fast food’a zengin bir menüye sahip. Serpme kahvaltının görüntüsü bile sizi doyurmaya yetiyor denebilir, özellikle ceviz reçelini tatmalısınız.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra, yol yorgunu, kendimizi hemen yakındaki Çark Plajı’na attık. Burası aslında bir halk plajı fakat 10 sene önce kadar deniz kenarına inşa edilen otelin öncülüğünde plajın bir kısmı hatta büyük bir kısmı şu an özelleşmiş durumda. Plajın devamında Alaçatı Beach Resort bulunuyor ve tabi ki bir giriş ücreti talep ediyorlar fakat halka açık kısımda şezlong ve şemsiye temin edemiyorsunuz. Buradaki denizin ne kadar güzel olduğunu ancak oraya gittiğinizde anlayabilirsiniz yalnızca su gerçekten çok soğuk :)

Kondo Suites & Residence
Yeterince üşüyüp kendimize geldikten sonra artık otele gidip dinlenme vakti dedik ve Çeşme Merkez’de bulunan Kondo Suites & Residence’daki odamıza yerleştik.

LEO dostlarımızla güzel bir akşam yemeği için yeniden Alaçatı’nın yolunu tuttuk. İçeri girdiğimizde dekorasyonu ve restorana adını verdiği “Avlu”suyla gerçekten çok beğendimiz Avlu Restoran bizi yemekleriyle büyüledi. Deniz ürünleri ile hazırlanmış domates soslu spaghetti gerçek bir İtalyan aşçının elinden çıkmış kadar lezizdi. Avlu Restoranın spesyali ise Deniz Tarağı ve sunduğu şarap menüsü ise yeterli. Sadece sipariş ettiğiniz şarabı masanıza geldiğinde kontrol etmenizde fayda var; Bize istediğimizden çok farklı bir şarap gelmişti. Yemekten önce şarap ile servis edilen peynir tabağı ve patlıcana sarılmış karidesler  de bir o kadar nefisti. Fiyatlara gelecek olursak Alaçatı'daki restoranların standartlarına uygundu.
Avlu Restoran'ın avlusu - Fotoğraf için Emre Utku'ya teşekkürler :)
Avlu Restoran'da LEO dostlarımızla
Ve saatler ilerlerken gece planı şekillenmeye başladı. İlk durağımız Sobe oldu. Alaçatı’daki birçok mekan gibi burası da eski bir taş evin avlusu aslında. İçerisi güzel dekore edilmiş ve uğramaya değer.

Çeşme’deyseniz ve Cumartesi gecesi nereye gitmeliyim diyorsanız akla ilk gelen yer Aya Yorgi Koyu oluyor. Buradaki Beach Club’lar yaz gecelerinde birçok tatilcinin vazgeçilmezi olmuş durumda. Biz de Cumartesi gecemizi kalabalık Leo arkadaş grubumuzla birlikte Paparazzi’de eğlenerek noktaladık. Mekan çok elit değil ve çalan müzik ‘shuffle’ moduna alınmış playlist kıvamında. Genelde çok kalabalık olan mekanda müşteri kitlesi diğer mekanlara göre daha genç.

Aya Yorgi Koyu içerisindeki mekanlardan birinde eğleniyorsanız ve sıkıldıysanız, bir telefonla 5 dakikada bulunduğunuz mekandan sizi alıp dilediğiniz başka bir mekana deniz yoluyla götürecek zodiac botlar hizmet veriyor. İzmir’li arkadaşlarınızdan yada mekanda çalışanlardan yardım isterseniz telefon numaralarına kolayca ulaşabilirsiniz.